DOLAR 32,5346
EURO 34,8857
ALTIN 2433,163
BIST 9645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Ev ve Şehir Seminerleri’nin 22’ncisi gerçekleştirildi

    Ev ve Şehir Seminerleri’nin 22’ncisi gerçekleştirildi
    29.12.2017
    A+
    A-

    Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oktan Nalbantoğlu, salt imar planıyla şehirleri biçimlendirmenin artık mümkün olmadığını, kentleri sıradanlıktan uzaklaştıracak yeni bir planlama biçiminin ortaya konulması gerektiğini vurguladı. 

    TOKİ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen Ev ve Şehir Seminerleri’nin 22’ncisi gerçekleştirildi. “Şehirciliği ve Konut Alanlarını Yeniden Yorumlamak: Kimlik ve Sürdürülebilir Çevre” konulu seminerde konuşan Yüksek Peyzaj Mimarı Yrd. Doç. Dr. Oktan Nalbantoğlu, kimlikli kentlerin oluşturulmasında, kent morfolojisi, peyzaj ve coğrafyanın, kentsel kurguda bütünleştirilmesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, salt imar planıyla şehirleri biçimlendirmenin artık mümkün olmadığını ve kentleri sıradanlıktan uzaklaştıracak yeni bir planlama biçiminin ortaya konulması gerektiğini belirtti.

    “KENT, YALNIZCA BARINMA İHTİYACINI KARŞILAMIYOR”

    “Şehircilik sadece planlama meselesi değildir” diyen Nalbantoğlu, şehrin yaşayan bir organizma ve bir sistemler bütünü olduğunu, yalnızca plan ve yasa çerçevesinde oluşturulamayacağını söyledi. Nalbantoğlu bu doğrultuda, kentin imgelerini ve kentsel yeşil yapıyı daha fazla tartışmak gerektiğini belirtti. Kimlikli kentlerin oluşturulmasında; kentin kurgusu ve planlama süreci, kent morfolojisi ve kent mimarlığı ile peyzaj gibi birtakım süreçlerin yer aldığını belirten Nalbantoğlu, “Şehircilik kavramına, sadece barınma ihtiyacını gidermek olarak değil, insanların biyolojik ve psikolojik gereksinimlerini karşılamak için kentsel bir çevrenin oluşturulması bağlamında bakılması gerekiyor” diye konuştu.

    “KENTSEL TASARIMLA ŞEHİR YENİDEN ÜRETİLİYOR”

    Bir mekân oluşturmaktan öte, o mekânın düzeni, yapısı, şekli ve kalitesine kafa yormak gerektiğini söyleyen Nalbantoğlu, “İmar planı anlayışıyla ortaya çıkan kent, tekdüzedir ve kimlik kazanmamıştır. Kentsel tasarım süreciyle şehirler, yere bağlı olarak yeniden üretilir, farklı kentsel mekânlar ortaya çıkar. Bu nedenle, imar planlarına kentsel tasarım olgusunun eklenmesi önemlidir” ifadesini kullandı.

    “KENTSEL KURGU, FARKLI UZMANLIKLARI KAPSAMALI”

    Kentsel peyzajı oluşturan mimarlık ile morfoloji arasındaki bağın sürekliliği için yeni bir şehir anlayışı sürecine ihtiyaç olduğunu belirten Nalbantoğlu,  “Bu doğrultuda meslek uzmanlarına dayalı bir ihtisaslaşma yerine her an farklı uzmanların bir araya gelmesine olanak tanıyan bir kentsel kurguya ihtiyaç var. Bukimlikli kentsel çevrelerin oluşturulmasında önemlidir” dedi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.