DOLAR 32,3376
EURO 35,0811
ALTIN 2238,974
BIST 8720,87
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Kadir Has Üniversitesi’nde kadına yönelik şiddetle mücadele paneli düzenlendi

    Kadir Has Üniversitesi’nde kadına yönelik şiddetle mücadele paneli düzenlendi
    30.11.2019
    A+
    A-

    Kadir Has Üniversitesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında #ŞiddetiGörüyoruz Paneli’ne ev sahipliği yaptı.  FOX TV Muhabiri Sevgi Şahin, Feminist Gazeteci Çiçek Tahaoğlu, İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Şebnem Ahi, Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu ve Öğretim Üyesi Dr. Esin Paça Cengiz’in konuşmacı olduğu panelde, kadına yönelik şiddete medyanın bakış açısı ve şiddeti haberleştirme anlayışı değerlendirildi.

    Kadir Has Üniversitesi’nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü özelinde önemli bir panele ev sahipliği yaptı. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nin düzenlediği #ŞiddetiGörüyoruz panelinin ana teması medya ve medyanın şiddete bakışıydı.

    “Sistem artık geriye tepki vermeye başladı”

    Panelin açılış konuşmasını yapan Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı Taciz, Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırıyı Önleme Birimi Başkanı Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu, uzun vadede doğru davranışı desteklemenin yanlış davranışı cezalandırmaktan daha doğru sonuçlar doğurduğuna dikkat çekerek, “Dünyada her sistemin belirli bir mantığı var. Haklı veya haksız, dengeli veya dengesiz, sistem belirli bir süre nasıl işlemişse öyle işlemede ısrarcı olmaya başlıyor. Ancak durağan bir nokta var. Sistem artık geriye tepki vermeye başladı. Biz bu durağan noktanın daha eşitlikçi olması için çaba gösteriyoruz. Kadına yönelik şiddetin haberleştirilmesi elbette çok önemli ancak haberlerde genelde mağdurun ve diğer mağdurların bu durumdan kurtulmak için neler yapabileceğine pek yer verilmiyor. Haberin bu kısmı hep eksik veya boş kalıyor. Bu da hepimizde bir ümitsizliğe yol açıyor.” diye konuştu.

     

    “Medya erkek şiddetini fail gözünden görüyor”

    Gazeteci Çiçek Tahaoğlu ise 2010-2015 yılında yapılan tüm haberlerin içeriğine bakıldığında kadınların görünürlüğünün en çok arttığı haberlerin suç ve cinayet haberleri olduğunu söyledi. En büyük sorunun medyanın erkek şirketini fail gözünden görmesi olduğunu söyleyen Tahaoğlu, “Medya cinayetin veya şiddetin nedenleri için hep sebep arıyor. Örneğin cinnet kelimesi çok kullanılıyor. Cinnet gibi bazı söylemleri artık terk etmemiz gerekiyor. Medya okuryazarları olarak biz de medyanın alışkanlıklarını değiştiriyoruz. Bu tür haberleri “tık” lamayarak yorum yapmış oluyoruz aslında” diye konuştu. Medyada şiddetin romantikleştirildiğini söyleyen Tahaoğlu, “En çok tekrarlanan sorunlardan biri de çaresizlik hissi vermesi. Şiddete sebep üreterek, maruz kalanın hatası olduğu düşüncesiyle hareket etme durumu, haberleri okuyan ve benzer durumda kalanın çaresizlik hissetmesine neden oluyor. Dayaktan kaçış yok diye manşet atarsanız bu çaresizliği artırır.” dedi.

     

    Şiddeti haberlerde nasıl anlatacağız?

    FOX TV Haber Merkezi’nden Sevgi Şahin de şiddeti haberleştiren biri olarak, kadının mı yüzü kapatılmalı erkeğin mi sorusuna etik bir yaklaşım sundu. 20 yıllık bir aile şiddeti haberini örnek olarak katılımcılarla paylaşan Şahin, “Bu tür haberlerle çok sık karşılaşıyoruz. Ben özellikle TV’de kadın istiyorsa yüzünün açık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kadının hikayesini anlatması gerekiyor birtakım şeyleri harekete geçirmek için. Biz onu yüzü açık, olduğu gibi vermezsek şiddeti nasıl anlatacağız ve neyi anlatacağız?” dedi.

     

    “Şiddet dijital ortamda da şiddettir”

    İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Şebnem Ahi ise konuşmasında siber zorbalık hakkında bilgi verdi. Şiddet dijital medyada olduğunda da aynı sonuçları doğurabilir diyen Avukat Ahi, “Sizi huzursuz eden veya tehdit eden içeriklerle siber zorbalık yapan kişileri tespit etmek zordur gibi öğrenilmiş çaresizlik cümleleri kurmak istemiyorum. Çünkü, hukukun işlediğine inanıyorum. Siber zorbalığa karşı hızlı olmak gerekiyor. Bu tür içeriklere maruz kalırsanız, silmeyin ekran görüntüsü alın. Kolluk kuvvetlerine başvurun. İhbarınızın kayda alınması veya işleme alınması için ısrar edin. Tespit davası açabilir ve 5651 sayılı yasadan faydalanarak, söz konusu içerikleri kaldırtabilirsiniz.” şeklinde tavsiyelerde ve önerilerde bulundu.

     

    “Kadınların film ve dizilerdeki diyalogları ya fiziksel özellikleri ya da aşk ile ilgili”

    Kadir Has Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Esin Paça Cengiz de şiddetin sinema, TV ve dizilerde nasıl temsil edildiğine dikkat çekti. Güncel bir araştırmaya göre, filmlerde erkeklerin sahne ve diyalogları ile kadınların sahne ve diyalogları ile arasında filmin geneline göre yüzde 70’e yüzde 30 bir oran farkı olduğunu söyleyen Dr. Cengiz, “Herhangi bir film sahnesi açın.  İki kadının erkekler, fiziksel özellikleri, aşk, nasıl göründükleri gibi konulardan bahsetmedikleri bir sahneye zor rastlarsınız. Filmlerin yüzde 99’u bu testi geçememiş.” dedi. Cengiz, sinema sektöründe çalışan kadınların kendi yaşadıklarını, deneyimlerini paylaştığı, davaları takip ettiği bir komünitenin önemine işaret ederek, #Susmabitsin platformundan bahsetti.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.