DOLAR 32,3506
EURO 35,1155
ALTIN 2301,681
BIST 9079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Obezite beyinde başlar

    Obezite beyinde başlar
    17.09.2019
    A+
    A-

    Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan Obezite ve Estetik Enstitüleri ile Nişantaşı Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Bora Koç, obezite cerrahi operasyonunun ardından mide büyüklüğünün kontrol altında tutulmasına ve alınan kalorilerin günlük harcanana oranla daha az olmasına özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti.

    Diyet uygulamalarına rağmen kilo verememiş ve artık kiloya bağlı olarak hastalıklarla karşı karşıya kalan kişilere uygulanan obezite cerrahisinin direkt olarak amacı hastanın kilo kaybını sağlamaktır. Dolayısıyla operasyon geçiren hastanın, eğer yaşam tarzını değiştirmez ve bağımlılığa neden olmuş yeme alışkanlıklarından kurtulmaz ise tekrar eski kilosuna gelebileceği hatta daha fazlasını da alabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle Nişantaşı Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Bora Koç, obezite ameliyatı sonrası toplumda doğru sanılan yanlış bilgileri anlattı ve hasta takibinin önemine değindi.

    “Yol Haritası Kişinin Sağlık Durumuna Göre Belirlenir”

    Daha önce hekim ya da diyetisyen kontrolünde diyet denemeleri yapmış ancak kilo verememiş hastalarda obezite cerrahisi gerçekleştirdiklerini söyleyen Doç. Dr. Bora Koç “Eğer diyet uygulamalarına rağmen kişi kilo verememiş ve artık kiloya bağlı bazı hastalıklar meydana gelmiş ise bu durumda cerrahi müdahale kaçınılmazdır; ancak bu tek kriter değildir. Unutulmaması gereken husus; kişi ileri derece obez olmasa bile diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi metabolik sendrom bileşenleri ile karşı karşıya kalmışsa bu durumda metabolik cerrahiden söz edilir. Cerrahi operasyon yapılmasına dair karar alındıktan sonra kişinin sağlık durumuna göre bir yol haritası belirlenir. Çünkü operasyon öncesinde kişinin yandaş hastalıkları da göz önünde bulundurulmak zorundadır. Örneğin; ana sorunun kilo olduğu durumlarda yeme bozukluğu tipi de göz önüne alınarak hastaya uygun cerrahi yöntem seçilir. Eğer hastada kilo ve beraberinde diyabet varsa bu durumda uzun dönemde başarıyı sağlamak için metabolik cerrahi yöntemleri tercih edilmelidir” dedi.

     

    “Mide küçültmede uygulanacak yöntemin hastaya uygun olması çok önemli”

    Hastalar arasında revizyon ameliyatı olarak ifade edilen uygulamaların aslında bir ameliyat yöntemi olmadığına dikkat çeken Koç, “Revizyon ameliyatı, kişinin geçirdiği operasyonun başarılı olmaması durumunda ameliyatın başka bir operasyon yöntemi ile tekrar edilmesi işlemidir. Ayrıca ilk seçilen ameliyat yöntemine bağlı olarak gelişen bir olumsuzluğun düzeltilmesinde ya da hastanın verdiği kilonun yüzde 30’undan fazlasını geri aldığı noktalarda revizyon cerrahisi tercih edilebilir. Ameliyat sonrası süreçte hedeflenen kiloya ulaşılamayabilir. Bunun sebebi seçilen yöntemin hastaya uygun olmayışından kaynaklanabileceği gibi hastanın ameliyat sonrası beslenme alışkanlıklarını değiştirememesi nedeniyle de olabilir. Bu durumda beslenme programı değişikliği ile süreç devam etmezse revizyon cerrahisi düşünülebilir.” Şeklinde konuştu.

    “Hastayı ameliyat sonrasında nelerin beklediğine hazırlamak gerekiyor”

    Ameliyat sonrası vücutta yaşanan değişimleri anlatan Koç, öncelikle hastayı operasyon sonrası nasıl bir sürecin beklediğine hazırlamanın önemine değindi. Koç, “Ameliyat sonrası sürecin duygusal olarak çok karmaşık bir psikolojiye yol açtığını söyleyebilirim. Bu açıdan hastanın söz konusu döneme ruhen hazır olması gerekir aksi takdirde kişi, ciddi pişmanlıklar yaşayacaktır. Her ne kadar gerçeği yansıtmasa da toplumun genelinde oluşan algı, kişinin psikolojisi üzerinde belli başlı etkiler meydana getirecektir. Ameliyattan sonra hastaların yaşadığı veya yaşaması muhtemel problemler, obezite ameliyatı ile ilişkilendireceği için sorun daha da karmaşık hale gelebilir. Bununla beraber hastaların hayatta en çok zevk aldıkları yemek yeme eyleminin yapılamaması da tahammülsüzlük duygusunun artmasına yol açabilir. Tam da bu noktada Nişantaşı Hastanesi olarak ameliyatın etkilerini en verimli şekilde gösterebilmesi ve hastaların mevcut metabolik veya psikolojik problemlerini atlatabilmesi için operasyon sonrasında hastalara en az iki yıl boyunca hekim kontrolünün yanı sıra psikolog ve diyetisyen danışmanlığını da zorunlu tutuyoruz” dedi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.