DOLAR 32,536
EURO 34,9474
ALTIN 2439,357
BIST 9716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Buğdayı karalayacağımıza sahip çıkmalıyız

    Buğdayı karalayacağımıza sahip çıkmalıyız
    22.03.2017
    A+
    A-

    Yemek Stilisti ve Gastronomi Danışmanı Aydan Üstkanat, buğdaya karşı açılan savaşa karşı çıkıyor ve Anadolu topraklarındaki atalık buğdaya sahip çıkmanın önemine dikkat çekiyor.
    Üstkanat, buğdayı zehir olarak nitelendirip yerine bulgur yenmesi gerektiğini söyleyenlere bulgurun buğday kırığı olduğunu hatırlatarak meselenin buğday değil, buğday seçimi olması gerektiğinin altını çiziyor!
    Neolitik çağdan bugüne kadar gelerek unun tarihini anlattığı son kitabı Un’da Üstkanat, buğdağın gen haritasına vurgu yapıyor ve buğdayı karalamak yerine ülkemizde saflığı bozulmamış atalık tohumların yaygınlaştırılıp saf buğday ırklarının üretilmesini sağlamamız gerektiğini belirtiyor: “Buğdayın gen haritası Anadolu’da başlar. Anadolu’nun birkaç saf buğday çeşidi günümüzde hâlâ ayakta durabiliyor. Çünkü hemen tüm tohumlar hayatta kalmak için birbirini melezlerken, Kastamonu’nun siyezi ve Kars ilinin kavılca buğdayı soğuk kış şartlarında bile ayakta durabildiği için saf olarak kalmayı başarmış çeşitlerdir. Onları korumak, ekmek ve yaygınlaştırmaksa bu topraklarda yaşayanların görevi.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.