DOLAR 32,4903
EURO 34,7729
ALTIN 2489,891
BIST 9543,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Çocuklara çabayı öğretelim

    Çocuklara çabayı öğretelim
    29.03.2017
    A+
    A-

    Medeniyet Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Akın, çocuklara aşılayacağımız en büyük değerlerden birinin ‘çaba’ olması gerektiğini söyledi.

    Yıldız Teknik Üniversitesi ve Çamlıca Çocuk Akademi işbirliğiyle düzenlenen, II. Etkili Öğretmen Etkili Çocuk Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu’nda konuşan Prof. Dr. Ahmet Akın, çabayı çocuklara öğretmenin çok önemli olduğunu belirtti.

    Okul öncesi eğitimcilere Simurg Kuşu Efsanesi’ni anlatan Prof. Dr. Ahmet Akın, “Belki çocuklara aşılayacağımız en büyük değerlerinden biri çaba. Çünkü çaba olmayınca bir dizi sorun çıkıyor. Çaba olmayınca seçim olmuyor. Seçim olmayınca sorumluluk olmuyor. Sorumluluk olmayınca elde edilen dünyanın en büyük serveti de olsa anlamı olmuyor, çünkü senin kattığın birşey yok. İçinde senden birşey yok. Simurg Kuşu Efsanesi’nde kuşların anlamsızlığın panzehirini bulmak için çıktıkları yolculuk oldukça zor, meşakkatli ve acı doluydu” dedi.

    Çocuklara özdeğer duygusunu da aşılamak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Akın, “Ben sizi eğitimciler olarak bir öğretmen değil bir nakkaş olarak görüyorum. Yani ne nakşederseniz çocuğa ilerde onu yaşayacak” diye konuştu.

    Çocuklara aşırı bilgi yüklenmesi konusuna da değinen Prof. Dr. Akın, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “O kadar bilgi yüklüyoruz çocuklarımıza, onların bu bilgiyi nasıl işlediklerini nasıl değerlendirdiklerini aynı o bilgiyi yüklediğimiz kadar değerlendirebiliyoruz muyuz? Bana sorarsanız çok bilen değil çok farkeden, çok öğrenen değil… Zaten öğrenmenin klasik tanımı, kalıcı davranış değişikliğidir. Çocuk birşeyi öğrendiğini savunuyorsa ama hayatında bunun bir karşılığını göremiyorsa o öğrenme olmuyor maalesef bilgi oluyor. Dört tür insan vardır. Biri bildiğini bilir. Biri bildiğini bilmez. Biri bilmez bilmediğinin farkındadır. Ama hem bilmiyor hem de bilmediğinin farkında değilse onunla uğraşmayın…”

    Seçilmesi gereken en önemli kurumun lise değil, üniversite değil okul öncesi olması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Akın, okul öncesi eğitimcilere çocuğu psikolog kadar, pedegog kadar tanımaları çağrısında bulundu.

    Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki sempozyuma 5 ülkeden 2 bine yakın eğitmen katıldı.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.