DOLAR 42,9315
EURO 50,4949
ALTIN 5996,545
BIST 11150,9
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Yapay zeka, gayrimenkul sektörünün tüm değer zincirlerinde hızla yaygınlaşıyor

    Yapay zeka, gayrimenkul sektörünün tüm değer zincirlerinde hızla yaygınlaşıyor
    29.12.2025
    A+
    A-

    PwC ve Urban Land Institute (ULI) iş birliğiyle hazırlanan “Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2026 (Emerging Trends in Real Estate® Europe 2026)” araştırması yayımlandı. Araştırma, Avrupa gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren liderlerin, devam eden jeopolitik ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle geçen yılki ihtiyatlı iyimserlikten daha pragmatik ve temkinli bir yaklaşıma yöneldiğini ortaya koyuyor.

    Araştırmaya göre; küresel ölçekte artan siyasi istikrarsızlık, savaşların tırmanması, deglobalizasyon eğilimleri ve Avrupa’nın ekonomik büyüme görünümüne ilişkin soru işaretleri, sektörün önümüzdeki dönemdeki ana gündem maddeleri arasında yer alıyor. Buna karşın, sektör liderleri gayrimenkulün uzun vadeli dönüşüm potansiyeline olan inançlarını koruyor.

    PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Umurcan Gago, araştırma sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Gayrimenkul sektörü, son yılların en karmaşık küresel ortamında faaliyet gösteriyor. Jeopolitik belirsizlikler, deglobalizasyon eğilimleri ve finansmana erişim koşulları, sektörü daha temkinli ama aynı zamanda daha gerçekçi bir noktaya taşıyor. PwC ‘nin gayrimenkul sektörü raporu Emerging Trends in Real Estate 2026 araştırması, sektörün kısa vadeli baskılara rağmen uzun vadeli değer yaratma potansiyeline ve dönüşüm gücüne olan inancını koruduğunu açıkça ortaya koyuyor.”

    Deglobalizasyon ve jeopolitik riskler öne çıkıyor

    Araştırma bulguları, deglobalizasyonun etkilerine yönelik endişelerin son iki yılda iki kattan fazla artarak yüzde 70’e ulaştığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 90’ı uluslararası siyasi istikrarsızlığı, yüzde 86’sı küresel çatışmaların tırmanmasını ve yüzde 77’si Avrupa’nın ekonomik büyüme görünümünü en önemli risk başlıkları arasında sıralıyor.

    Kırılgan ekonomik toparlanma, düzensiz kiracı talebi, inşaat maliyetleri ve kaynak bulunabilirliği ile düzenleyici belirsizlikler, Avrupa genelinde iş dünyası güvenini sınırlamaya devam ediyor. Buna rağmen, 2026 yılı sonuna kadar kârlılıkta iyileşme bekleyenlerin oranı yüzde 50’ye yükselmiş durumda.

    Sermaye akışında borç finansmanı öne çıkıyor

    Yüksek faiz ortamının etkisini sürdürdüğü bir dönemde, gayrimenkul yatırımları altyapı ve tahvil gibi diğer varlık sınıflarıyla rekabet ediyor. Araştırma, özellikle çekirdek (core) gayrimenkul yatırımlarında alıcı-satıcı fiyat beklentileri arasındaki farkın kapanmaya başladığını, ancak sermaye akışının daha çok borç finansmanı yönünde şekillendiğini ortaya koyuyor. Özkaynak tarafında ise özel sermaye fonları, yüksek gelirli bireyler ile Avrupa ve ABD merkezli aile ofisleri gibi daha girişimci ve geleneksel olmayan yatırımcı profillerinin öne çıktığı görülüyor.

    Avrupa’da en cazip şehirler: Londra, Madrid, Paris

    Araştırma kapsamında, yatırım ve geliştirme açısından Avrupa’nın en cazip şehirleri sıralamasında Londra, Madrid, Paris ve Berlin üst sıralardaki yerlerini koruyor. Bu şehirler aynı zamanda son bir yılda işlem hacimleri açısından da öne çıkıyor. Amsterdam beşinci sıraya yükselirken, Milano yedinci sıradaki konumunu koruyor; Barselona ise yeniden ilk 10’a giriyor. Yatırımcıların tercihlerinde; piyasa büyüklüğü, likidite, hukuki altyapı ve uzun vadeli büyüme potansiyeli belirleyici olmaya devam ediyor. Konut, lojistik, veri merkezleri, öğrenci yurtları ve yeni enerji altyapıları gibi operasyonel ve niş segmentler, geleneksel ofis yatırımlarına kıyasla daha fazla ilgi görüyor.

    Yapay zekâ gayrimenkulün değer zincirini dönüştürüyor

    Araştırma, yapay zekânın gayrimenkul sektöründe hızla yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 75’i halihazırda yapay zeka veya makine öğrenmesi tabanlı çözümler kullanıyor. Önümüzdeki 18 ay içinde yapay zekânın; pazarlama ve kiralama, mülk yönetimi, planlama ve tasarım, varlık ve operasyon yönetimi gibi alanlarda yaygın biçimde kullanılmasının beklendiği belirtiliyor. Bununla birlikte, siber güvenlik, operasyonel kesintiler, itibar kaybı ve düzenleyici uyum riskleri, özellikle Avrupa Birliği’ndeki şirketler açısından önemli endişe başlıkları arasında yer alıyor.

    ESG gündeminde yeniden dengeleme

    Araştırma, gayrimenkul sektöründe karbonsuzlaşma ve sürdürülebilirliğin uzun vadede önemini koruduğunu, ancak kısa vadeli ekonomik baskıların ESG gündeminin ele alınış biçiminde değişime yol açtığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 85’i ESG’yi hâlâ önemli bir unsur olarak görse de önümüzdeki beş yılda ESG’yi stratejik kararların ana itici gücü olarak değerlendirenlerin oranı geçen yıla kıyasla düşüş gösteriyor. Sektör oyuncularının, sürdürülebilirlik yatırımlarını daha net bir şekilde değer yaratımı ve yatırım performansı ile ilişkilendirme ihtiyacı ön plana çıkıyor.

    Avrupa’nın rekabet gücünde gayrimenkulün rolü

    “Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2026” araştırması, gayrimenkulün yalnızca pasif bir varlık sınıfı değil; enerji dönüşümü, dijitalleşme, yapay zekâ ve kentsel dönüşüm süreçlerinde stratejik bir altyapı unsuru olarak Avrupa’nın rekabet gücüne katkı sağlayabileceğine dikkat çekiyor.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.