Buika: “Türk dinleyicisi çok samimi ve duygusal”
Büyüleyici sesiyle kalplere dokunan ve “Yo me lo merezco” ile 2020 yılı En İyi Rock Şarkısı kategorisinde Latin Grammy adayı olan Buika; müzik kariyeri, Carlos Santana ile birlikte Africa Speaks albümünde seslendirdiği müziği ve kendisine dair merak edilen her şeyi MAG Ağustos sayısında anlattı.
Güçlü sesi ile Türkiye’de de önemli bir hayran kitlesine ulaşan Buika MAG okurlarına özel açıklamalarda bulundu. “Şimdiye kadar sahnede olduğum her an görebildiğim kadarıyla izleyiciyi anlamaya ve izleyici ile iletişim kurmaya çalıştım. Türk dinleyicisi çok samimi ve duygusal” diyen Buika “Sahnede benim duygularımı çok iyi anlıyor. Türkiye’de şarkı söylerken sahnede gerçekten kendim olabiliyorum. Bir de tabii ki Pasion Turca ile yıllarca muhteşem konserlere imza atmış olmamız bu bağı çok kuvvetli kılıyor” dedi.
Yakın gelecekteki planlarından da bahseden Buika “Birkaç sırrım tabii ki var ama sürpriz olsun isterim, ilerleyen zamanlarda paylaşacağım. Ama şu kadarını söyleyebilirim şu an yeni albüm üzerinde çalışıyorum. Yeni şarkılar yazmak ve olabildiğince çok konserle dünyanın her yerinde hayranlarımla buluşmak istiyorum. Uzun bir aradan sonra İstanbul’da sizlerle buluşacak olmayı dört gözle bekliyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Buika
İspanyol Müziğin Tutkulu Sesi
Büyüleyici sesiyle kalplere dokunan ve “Yo me lo merezco” ile 2020 yılı En İyi Rock Şarkısı kategorisinde Latin Grammy adayı olan Buika; müzik kariyeri, Carlos Santana ile birlikte Africa Speaks albümünde seslendirdiği müziği ve kendisine dair merak edilen her şeyi MAG Okurlarına özel anlattı.
Santana ile birlikte “Africa Speaks” albümünde güzel bir şarkıya imza attınız. Şarkı aynı zamanda en iyi rock kategorisinde Grammy adayı oldu. Birlikte çalışmak nasıl bir histi?
Santana ile çalışma fırsatı bulduğum için zaten kendimi Grammy’yi kazanmış gibi hissediyorum. Beni, yeni projesinin bir parçası olmaya davet ettiğinde sevinçten havalara uçtum. Böyle bir öğretmenle çalışmak, rock müziğin ruhunu hissetmek için harika bir fırsattı. Çok mütevazi bir insan, çok cana yakın ve cömert. Bu yüzden gerçekten çok keyif aldım. Ayrıca, diğer müzisyenlerin hepsi de harika adamlardı. Benim için rüya gibiydi.
Buika’yı rock bir şarkıda dinlemek bizler için de çok keyifliydi. Müzikal tarzların her birinde bu kadar başarılı olmanız ve sesinizle kendi imzanızı atabilmenizin sırrı nedir?
Evimde her zaman çok fazla müzik vardı. Annem bir müzik aşığıydı. Her zaman müziğin ruha iyi geldiğini hissederek büyüdüm. Pavarotti’den Iron Maiden’a bütün şarkıları aynı coşkuyla dinlerdik. Annemin müzik koleksiyonu çok çeşitliydi. Annemden çok şey öğrendim, o benim ilk öğretmenimdi. Ben sadece bir aracıyım ve müziği kullanıyorum. Müziğin türü ile değil kendisi ile ilgileniyorum.
Yaptığınız şarkılar her zaman sizden bir parçadır. Latin Grammy’ye aday gösterilen şarkı “Yo me lo merezco” nun arkasında ne var?
Yaşadığımız birçok olayda hem mağdur hem de sorumlu hissediyoruz. Kendisinin en iyisi olmak isteyen normal bir insan olmak yerine, suçlu ve mağdur hissetmeyi seçiyoruz. Bu şarkı, yaptığımız tüm hatalara rağmen kendimizi alkışlamayı seçiyor. “Yo me lo merezco” (Biz bunu hak ettik) yapmamalıydım demekten çok daha olumlu bir mesaj taşıyor.
Reggae, Ragga, Flamenko, R&B, Afrobeat, Flamenko, Caz sizin en sevdiğiniz ve rahat hissettiğiniz müzik hangisi?
Bir keresinde bir arkadaşıma şarabı sevmediğimi itiraf ettiğimde “Çünkü sana iyi sunamadılar.” diye yanıtlamıştı. Bir gece beni lezzetli yemekleri, muhteşem okyanus manzarası ve rüya gibi bir esintisi olan bir restorana götürdü. Büyülü bir andı ve “şarabı tat” dedi, harikaydı. Bu, her müziğin bir anı olduğunu özetliyor. Az ya da çok sevmek ile ilgili değil bence gerçekten hissederek doğru zamanda yapılması.
Türkiye’deki hayranlarınızla da yıllara dayanan uzun ve derin bir bağınız var. Türkiye’deki dinleyicileriniz için neler söylersiniz?
Şimdiye kadar sahnede olduğum her an görebildiğim kadarıyla izleyiciyi anlamaya ve izleyici ile iletişim kurmaya çalıştım. Türk dinleyicisi çok samimi ve duygusal. Sahnede benim duygularımı çok iyi anlıyor. Türkiye’de şarkı söylerken sahnede gerçekten kendim olabiliyorum. Bir de tabii ki Pasion Turca ile yıllarca muhteşem konserlere imza atmış olmamız bu bağı çok kuvvetli kılıyor.
Pandemi, Buika’yı hem bir birey hem de sanatçı kişiliği özelinde nasıl etkiledi?
Herkes gibi salgın benim de planlarımı değiştirmeme neden oldu. Geçen yılın mart ayında bir turneye çıkacakken her şeyi iptal etmek durumunda kaldım. Tüm insanlık için çok sert bir darbeydi.
Ama olumlu düşünmek gerekiyor. Bu garip durumdan iyi ve kötü sonuçlar çıkardım. Bence hayatta her şeyin iki yüzü var. Evde çocuğum ve eşimle bazen endişe bazen de mutluluk dolu anlar yaşadım. Bilmediğimiz bir düşman ile savaşmaya çalışmak gerçekten çılgıncaydı.
Luz Casal ile yaptığınız “Morna” düeti de dinleyicilerin hafızasına kazındı. Bu tarz müzikal iş birlikleri sizin için ne ifade ediyor?
Her kim olursa olsun, biri gelip onunla şarkı söylememi isterse söylerim. Bence bizim işimizi yapan insanlar birbirine destek olmalı. Küçük bir yerden, mütevazi bir aileden geldiğim düşünülürse tüm bu iş birlikleri benim için bir mucize. Manzanero, Chavela Vargas, Perales, Bebo Valdés, Nelly Furtado, Chick Corea, Pat Metheny ile yaptığım müzikal iş birlikleri benim için çok değerli.
Yakın gelecekteki planlarınız neler? Ufukta hayranlarınız için yeni bir albüm müjdesi var mı?
Birkaç sırrım tabii ki var ama sürpriz olsun isterim, ilerleyen zamanlarda paylaşacağım. Ama şu kadarını söyleyebilirim şu an yeni albüm üzerinde çalışıyorum. Yeni şarkılar yazmak ve olabildiğince çok konserle dünyanın her yerinde hayranlarımla buluşmak istiyorum. Uzun bir aradan sonra İstanbul’da sizlerle buluşacak olmayı dört gözle bekliyorum.