DOLAR 32,5276
EURO 34,9099
ALTIN 2436,587
BIST 9716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Minik kahramanları hayata bağlamak elinizde

    Minik kahramanları hayata bağlamak elinizde
    16.11.2017
    A+
    A-

    17 Kasım Dünya Prematüre Günü, bebekleri erken doğum yapan ailelere destek olmak ve onların sorunlarına farkındalığı sağlamak için önemli bir gün. Peki, aileleri endişelendiren prematüre bebek tam olarak ne demek? Risk faktörleri neler? Prematüre bir bebeğe sahip olmanın ne tür dezavantajları var? Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İpek Akman, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

    Ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin bebek dünyaya gözlerini açarken, bunların yaklaşık 150 bini prematüre olarak dünyaya geliyor. Aslında zamanından önce doğan ve hala anne karnındaki sıcaklığa ihtiyaç duyan bu bebekler, bir yandan da hayata mücadele ile başlayan minik kahramanlar olarak görülüyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İpek Akman, dünyada ve Türkiye’de tüm gebeliklerin ortalama yüzde 10’unun erken doğumla sonuçlandığını belirtirken, “Erken doğum tam anlamıyla ne demek, bebeklerimizi tehdit ediyor mu? Erken doğum önlenebilir mi? Prematüre bebek bakımında nelere dikkat edilmeli?” gibi soruları yanıtladı;

    37 HAFTANIN ALTINDAYSA…

    Doğumun 37. gebelik haftasından önce olması durumu, tıpta “prematüre doğum” olarak tanımlanmakta ve bebek organ sistemleri tam olarak olgunlaşmadan dünyaya geldiği için bazı sorunlarla karşılaşılma riski artmaktadır. Bebeğin gebelik haftası ve doğum ağırlığı ne kadar küçükse, riskler o kadar fazladır. Özellikle 32 haftadan önce ve 1500 gramdan düşük ağırlıkta doğum gerçekleşmişse bu risk daha da yüksektir.

    ANNE KARNINDA TESPİTİ MÜMKÜN

    Günümüzde obstetrik bakımdaki (gebelik takibi) gelişmeler sonucunda riskli hamilelikler erken saptanarak, uygun tedavi ile anne ve bebeğin sağlığı korunmaya çalışılmaktadır. Buna rağmen, bazı durumlarda ‘prematüre doğum’ kaçınılmaz olmaktadır. Neonatolojideki (Yenidoğan Bilim Dalı) ilerlemelerle çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin sağ kalımları giderek artmaktadır. Ülkemizde de doğum ağırlığı 750-1000 gram olan bebeklerde sağ kalım yüzde 70 oranında, doğum ağırlığı 1000 gramın üzerindeyse yüzde 90’nın üzerinde mümkün olmaya başlamıştır.

    PREMATÜRE DOĞUMUN NEDENLERİ

    Prematüre bebek riski pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilirken, bunlar arasında yüzdesel olarak en yüksek olanlar şöyle sıralanabilir;

    • Annenin yaşının 18 yaş altı ve 40 yaş üstünde olması,
    • Annenin geçirdiği enfeksiyonlar,
    • Rahimdeki anatomik problemler (perdeli rahim, rahim ağzı gevşekliği vs.)
    • Plasenta (bebeğin eşi) problemleri (plasentanın önde gelmesi veya yerinden kopup ayrılması),
    • Annenin kronik hastalıkları olması (hipertansiyon, romatizma vs.)
    • Çoğul gebelikler,
    • Sigara kullanımı

    PREMATÜRE BEBEKLERDE EN SIK ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR

    Bağışıklık sistemi, antikor geçişi ve organ gelişimi tam olmayan prematüre bebeklerde en sık görülenler problemler şunlardır;

    • Solunum sıkıntısı,
    • Beslenme problemleri,
    • Enfeksiyonlara yatkınlık,
    • Beyinde kanamalar ve oksijen düşüklüğüne bağlı hasar oluşumu,
    • Kemik erimesi.

    EN ÇOK KİLO ALAMAMA VE GÖZ SORUNLARI GÖRÜLÜYOR

    Prematüre dünyaya gelen bebeklere uygulanan bütün tedavi ve müdahalelere rağmen, kimi zaman doğumdan önce ve doğumdan hemen sonra ortaya çıkan sağlık sorunları kalıcı olabiliyor. Bunlar arasında bebeğin hastanede kaldığı erken dönemde solunum sıkıntısı (RDS), beslenme problemleri, enfeksiyonlara yatkınlık, beyinde kanamalar ve oksijen düşüklüğüne bağlı hasar oluşumu ve kemik erimesi gibi sorunlar başta geliyor. Taburculuk sonrasındaki dönemde ise prematüre bebeklerin yüzde 10’unda yeterli kilo alamama ve göz sorunları görülürken, yüzde 5-10’unda nörolojik sorunlara, sadece yüzde 1’inde ise işitme sorunlarına rastlanmaktadır.

    GEBELİKTE DÜZENLİ TAKİP ŞART

    Prematüre doğumların önlenmesi ve prematüre bebeklerin sağ kalım oranını daha da artırmak için öncelikle prematüre doğum sebeplerini azaltmaya çalışmak gerekir. Bunun için toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Bunun en önemli aşaması ise anne adayının doğru şekilde eğitilmesidir. Prematüre doğumların engellenmesi için annenin sağlıklı beslenmesi ve sigara kullanmaması, önceden prematüre doğum yapmış anne adaylarının hamilelik sırasında rahim kasılmalarını engelleyici ilaç (progesteron) kullanması, rahim ağzı gevşekliği saptanırsa rahim ağzının serklaj yöntemiyle dayanıklı hale getirilmesi, tüp bebek tedavileri sırasında 1 veya 2 embriyo transfer edilip çoğul gebelik oranlarının düşürülmesi gerekir.

    Aile eğitimi ve yakın gebelik takibi de bu noktada bir başka önemli adımdır. Düzenli gebelik takipleri yaparak riskli doğumları saptamak ve doğumun Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi olan bir merkezde yapılmasını sağlamak da bu noktada hayati önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra, yoğun bakım ünitelerini altyapı ve personel eğitimiyle güçlendirmek ve aileleri prematüre bakımı konusunda bilinçlendirmek de önceliklerimiz arasında olmalıdır.

    PREMATÜRE BEBEK AİLELERİ NELERE DİKKAT ETMELİ?

    • Prematüre bebek yoğun bakımdan taburcu olduktan sonra bebeğin kontrollerini yenidoğan uzmanı veya bu konuda deneyimli bir çocuk doktoru yapmalıdır.
    • Bebeğin nörolojik gelişimi yakinen takip edilmeli ve yüksek riskli bebekler erken müdahale programına alınarak fizyoterapileri başlatılmalıdır.
    • Bebeğin göz ve işitme taramaları zamanında ve eksiksiz yapılmalıdır.
    • Bağışıklık sistemi tam gelişmediği için enfeksiyonlara yatkınlık olabilir, kalabalık ortamlara girilmemeli, genel hijyen kurallarına uyulmalıdır.
    • Bebeğin tüm aşıları kronolojik yaşa göre ve doz azaltılması yapılmadan uygulanmalıdır.
    • Bebeğin beslenmesi, aylık kilo, boy ve baş çevresi artışı takip edilmelidir.
    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.