DOLAR 38,6081
EURO 43,8664
ALTIN 4215,785
BIST 9134,68
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Salim Ünal: “Bina cepheleri sadece giysi değil, akıllı katmanlar olmalı”

    Salim Ünal: “Bina cepheleri sadece giysi değil, akıllı katmanlar olmalı”

    Dünya genelinde artan enerji tüketimi ve iklim değişikliği etkileri, inşaat sektöründe sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesini kaçınılmaz hale getiriyor. Binaların küresel enerji tüketimindeki yüzde 40’lık payı ise sektörün dönüşümünü kritik bir zorunluluk olarak ön plana çıkarıyor. Bu kapsamda yeşil cephe sistemleri gibi yenilikçi yaklaşımların şehirlerin geleceği adına önemli olduğunun altını çizen İzotim Kurucusu ve Ceo’su Salim Ünal, “ Artan nüfus ve kentleşme ile beraber sürdürülebilir yapı çözümlerine yönelmek sadece çevresel bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir zorunluluktur” dedi.

    Dünya genelinde şehirler büyüyor ve binaların sayısı hızla artıyor. Birleşmiş Milletler ‘in öngörülerine göre, küresel nüfusun hızla artması ve kentsel alanlara yönelmesi, mevcut yapı stokunun 2050 yılına kadar iki katına çıkacağı anlamına geliyor. Bu büyüme, dikey yapılaşmayı zorunlu kılarken, sürdürülebilir çözümlere olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor.

    Paris Anlaşması’nda belirlenen hedefler doğrultusunda, birçok ülke 2050 yılına kadar yüzde yüz 100 net sıfır karbonlu binalar ve şehirler oluşturmayı amaçlıyor. Bu vizyonun hayata geçirilmesinde, inşaat sektöründe enerji verimliliğini artıran ve çevresel etkiyi azaltan yenilikçi yaklaşımların benimsenmesi büyük önem taşıyor.

    Türkiye de bu hedefe ulaşmak için önemli bir adım attı. Türk Standartları Enstitüsü (TSE), binaların daha az enerji harcaması ve ısı kaybını önlemesi için hazırlanan “TS 825-Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardını yeniledi. Bu yeni kurallar, 1 Nisan itibarıyla geçerli oldu. Artık yeni yapılacak binalar hem ısınma hem de soğutmaya göre tasarlanacak. Böylece enerji kullanımında yüzde 25 oranında bir azalma bekleniyor.

    “Bina Cepheleri Sürdürülebilir Olmalı”

    Sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için binaların enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmamız gerektiğinin önemine dikkat çeken İzotim Kurucusu ve Ceo’su Salim Ünal,“ Unutmamalıyız ki bir binanın cephesi sadece bir giysi değil, aynı zamanda onun enerji tüketimini çevresel etkisini ve uzun ömürlülüğünü doğrudan etkileyen akıllı bir katmandır. Sektör olarak; estetiği, fonksiyonelliği, enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği bir araya getiren yenilikçi cephe çözümleri sunarak daha yaşanabilir ve çevreye duyarlı yapılar inşa etmeliyiz.

    Cephe sistemleri, binalarımızın performansı ve çevresel etkisi üzerinde doğrudan söz sahibidir. Estetik ve fonksiyonellik elbette önemli ancak günümüzde cepheler, enerji verimliliği sürdürülebilirlik ve uzun ömür gibi hayati gereksinimleri de karşılamalıdır” dedi.

    “Uzun Vadeli Bir Yatırım”

    Doğru cephe sisteminin uzun vadeli bir yatırım olduğunu belirten Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında, doğru cephe seçimi sadece bugünün estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe yönelik akıllı bir finansal planlama anlamına gelir. Örneğin, güneş enerjili cephe sistemlerinin entegrasyonu, ilk yatırım maliyeti gerektirse de binaların kendi elektriğini üretmesini sağlayarak uzun vadede enerji maliyetlerini önemli ölçüde düşürür.

    Akıllı izolasyon sistemleri de benzer bir mantıkla çalışır. Dış hava koşullarına göre otomatik olarak yalıtım seviyesini ayarlayarak, ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiyi optimize eder. Bu sayede, enerji faturalarında sürekli bir azalma sağlanır ve binanın enerji verimliliği sınıfı yükselir. Dinamik aydınlatma kontrolü ise, gün ışığının etkin kullanımını sağlayarak ve gereksiz aydınlatmayı önleyerek elektrik tüketimini azaltır. Sensörler ve zamanlama sistemleri sayesinde, sadece ihtiyaç duyulan kadar ışık kullanılır bu da uzun vadede önemli enerji tasarrufu demektir.

    Bu teknolojilerin her biri ilk bakışta bir maliyet unsuru gibi görünse de aslında gelecekteki enerji harcamalarından elde edilecek tasarruflar sayesinde kendini amorti eden, hatta kar sağlayan birer yatırımdır.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.