DOLAR 32,3253
EURO 34,8108
ALTIN 2388,962
BIST 10276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Akciğer kanserinin sizi hayattan koparmasına izin vermeyin

    Akciğer kanserinin sizi hayattan koparmasına izin vermeyin
    21.06.2017
    A+
    A-

    Ailemiz ve sevdiklerimizle beraber uzun bir ömrü sağlıkla, mutlulukla paylaşmak en büyük isteğimizdir. Peki bunun için sağlığımıza ne kadar dikkat ediyoruz? Hayatımızı tehdit eden unsurları ne kadar kendimizden uzaklaştırabiliyoruz? Son 20 yıldır dikkat çekici şekilde artan akciğer kanseri pek çok kişinin hayatını tehdit ediyor. Kalp hastalıklarından sonra dünyada ölüm nedenleri sıralamasında ikinci sırada yer alan akciğer kanseri, bizi sevdiklerimizden ayırıyor. Bu hastalığın görülme sıklığındaki artışı; sigara tüketimi, çevre kirliliği ve havadaki kanserojenler oluşturuyor. Akciğer kanseri, çoğu zaman vücutta sessiz bir şekilde ilerliyor ve geç fark ediliyor. Bulgu ve şikayetlerin yakından takip edilmesi ve bu belirtilerden şüphelenen kişilerin vakit kaybetmeden doktora başvurması gerekiyor. Bu nedenle hastada tedavi şansı önemli oranda düşüyor. Erken tanı ve tedavinin önemine değinen Avrasya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Kart, hayatımızı kısıtlayan, bizi ailemizden, dostlarımızdan koparan ve sinsi şekilde ilerleyen hastalık hakkında bilgilerini paylaşıyor.
    Akciğer kanseri nedir?
    Akciğer kanseri akciğerdeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile başlayan bir hastalıktır. Kontrolsüz çoğalan bu hücreler normal akciğer hücresi gibi çalışmaz ve normal gelişme göstermezler. Tam tersine akciğer dokusunda bozulmalara neden olarak akciğer fonksiyonlarını etkilerler.
    Akciğer kanserinin genetiği
    Vücuttaki tüm hücreler DNA dediğimiz genetik materyal içerir. Normal olgun hücreler ikiye bölünerek sağlıklı DNA yapısında iki orijinal yeni hücre oluşturur. Vücut bu şekilde kendini yeniler. Kanser DNA dediğimiz moleküllerde; çevresel faktörler, sigara içimi, asbest soluma, radon gazına maruziyet gibi nedenler sonucu bozulma ile başlayan bir süreçtir. İleri evrelerde fonksiyonu bozulmuş farklı hücreler kan ve lenf yolu ile başka organlara taşınarak yerleşirler ve metastaz denilen süreç başlar.

    Akciğer kanserinde bulgu ve şikayetler
    • Öksürük, özellikle uzun süre kalıcı öksürükler,
    • Göğüs ağrısı, omuz ve sırt ağrısı,
    • Balgam renginde ve miktarında değişiklik,
    • Nefes darlığı,
    • Ses değişikliği, horlama,
    • Sık zatürre geçirmek,
    • Kanlı balgam,
    • Kan tükürmek.
    Radyolojik tetkiklerde (CT, MR, PET) kanserden şüphelenildiği taktirde dokudan küçük parça almak için biyopsi işlemi yapılmalıdır. Bu işlem farklı yöntemlerle olmaktadır. Bazı hastalarda iğne ile dışarıdan girerek, bazı hastalarda ise bronkoskopi bir cihazla endoskopik olarak yapılmaktadır. Bronkoskopide ultrason ve ultrasonsuz olarak iğne ve penslerle hastalar uyutularak biyopsi yapılmaktadır.
    Kanser hücreleri dokuda tespit edildiğinde en uygun tedaviyi planlamak için genetik analiz yapılmaktadır.
    Akciğer kanserinin tipleri ve evreleri
    İki ana tıp vardır. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserleri. Evreleme ise kanserin yayılması ve büyüklüğü ile doğru orantılıdır.
    Akciğer kanseri riskleri
    Akciğerler, dışarıdaki havayı soluyarak vücuda dağıtan organ olduğu için havadaki tüm maddeler sağlığı etkiletebilir. En önemli risk faktörü sigara içimidir. Yaklaşık akciğer kanserlerinin %87’si sigara ile ilişkilidir.
    Pasif sigara içimi de akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Raporlara göre pasif sigara maruziyeti akciğer kanseri riskini %20-30 artırmaktadır. Pasif sigara içimi ayrıca kalp hastalığını ve diğer sigara ilişkili hastalıkları da artırmaktadır.
    Diğer çevresel maruziyetler de akciğer kanseri riskini artırmaktadır.
    Asbest ince saç kılına benzeyen yapısı ile toprak kayalıklarında bulunan bir mineraldir. Bina yapımında izolasyon materyali olarak kullanılır. Tozuna maruziyet çeşitli akciğer hastalıkları ve akciğer kanserine neden olmaktadır.
    Radon kokusuz toprak ve kayalardan salınan uranyum içeren bir gazdır. Bazı evlerde özellikle düşük seviyelerde bulunabilir. Radon gazı ölçüm kitleri ticari olarak satan firmalardan temin edilebilir. Bazı evlerde özellikle topraktan doğal materyallerle yapılan evlerde yüksek oranlarda radon gazı bulunabilir.
    Endüstriyel Maddeler: arsenik, uranyum, berilyum, vinyl, chloride, nikel kömür ürünleri mustard gazı, gasolin, disel egsoz gazları kanser riskini oluşturmaktadır.
    Radyasyon Maruziyeti: göğüs bölgesinde sık radyasyona maruz kalan özellikle sigara içen hastalarda risk artmaktadır.
    Hava Kirliliği: Kömür ürünleri, dizel egsoz gazı, diğer endüstriyel madde maruziyetleri risk oluşturabilir.
    Tüberküloz: sonrasında gelişen skar dokusunda kanser gelişme riski yüksektir.
    Genetik: ayrıca kanser gelişimi için risk faktörü maruziyetlerinde gen mutasyonları ile önemli rol oynamaktadır.
    Bazı önlemlerle kanserler önlenebilir
     Bol taze sebze ve meyve tüketin.
     Un ve şekerden kaçının.
     Stresten uzak durun.
     İyi uyuyun.
     Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
     Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.
     Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
     Yeterli omega-3 alın: ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvanın yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.
     Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
     Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
     Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş soğan tüketin.
     Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin
     Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!)
     D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
     Yeterli derecede egzersiz yapın
     Alkol kullanmayın
     İşlenmiş soya ürünü yemeyin
     Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlarda kullanılabilir. Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kansere neden olabilirler.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.