DOLAR 41,918
EURO 48,9053
ALTIN 5423,956
BIST 10850,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Gayrimenkul değerlemede ESG dönemi başladı

    Gayrimenkul değerlemede ESG dönemi başladı
    27.10.2025
    A+
    A-

    Gayrimenkul sektöründe değerleme süreçleri, ekonomik göstergelerin ötesine geçerek çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerini de kapsayacak şekilde evriliyor. EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Yasemin Zaimoğlu, IVS ve RICS 2025 güncellemeleriyle birlikte ESG’nin artık değerlemenin resmi ve zorunlu bir parçası haline geldiğini vurgulayarak, “Artık değerleme uzmanlarının konum, m², yapı özelliği gibi fiziksel ve ekonomik analiz yapmakla yetinmeleri yeterli değil aynı zamanda bir taşınmazın çevresel etkilerini, sosyal sürdürülebilirliğini ve yönetişim risklerini de değerlendirmeleri bekleniyor.” dedi.

    Çevresel faktörler, modern değerlemede belirleyici rol üstleniyor. EVA Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Yasemin Zaimoğlu, “Enerji verimliliği, karbon salınımı, atık yönetimi ve doğal kaynakların kullanımı gibi çevresel faktörler artık gayrimenkul değerlemesinde önemli bir belirleyici. LEED, BREEAM gibi yeşil bina sertifikalarına sahip yapılar, sadece çevre dostu olmakla kalmıyor, aynı zamanda enerji ve bakım maliyetlerinde ciddi avantajlar sağlayarak daha yüksek değerlemelere konu oluyor.” şeklinde açıklıyor.

    ESG kriterleri değerleme raporlarının kapsamını genişletiyor

    Sosyal sürdürülebilirlik unsurları da değerleme kriterleri arasında öne çıkıyor. Engelli erişimi, kullanıcı sağlığı ve kamusal alanlarla etkileşim sağlayan projeler, hem uzun vadeli kullanıcı memnuniyeti hem de mülk değerinde artış anlamına geliyor. Yasemin Zaimoğlu, “Bir yapının toplumla ve kullanıcılarıyla kurduğu ilişki de artık değerlemede dikkate alınıyor. Özellikle konut projelerinde sosyal sürdürülebilirlik unsurları, hem kira getirisi hem de satış değerini etkiliyor. Bir yapının sadece fiziksel değil, toplumsal bağlamda da yaşanabilir olması, modern değerleme anlayışının temel kriterlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca bir gayrimenkul projesini yürüten kurumun kurumsal yönetişim yapısı da değerlemeye dolaylı ancak güçlü bir şekilde etki ediyor. Yatırımcılar, projelerin şeffaflık, etik ilkelere uyum ve risk yönetimi açısından ne derece güvenilir olduğunu sorguluyor. Bu nedenle, değerleme raporlarında proje sahibi firmanın geçmişi, mali durumu ve yasal süreçlere uygunluğu gibi yönetişimsel faktörler de analiz edilmeye başlanıyor.” ifadelerini kullandı.

    Gayrimenkul değerleme geleceği de analiz eden bir meslek haline geliyor

    Türkiye’de ESG odaklı değerleme uygulamaları henüz başlangıç aşamasında olsa da, SPK ve BDDK denetimindeki lisanslı değerleme şirketleri, uluslararası standartlara uyum sağlamak zorunda. Yasemin Zaimoğlu, bu dönüşümü “ESG kriterlerinin IVS ve RICS standartlarına resmi olarak dahil edilmesiyle birlikte, bu uyum sürecinin hem raporlama kalitesini hem de yatırımcı güvenini doğrudan etkileyeceği öngörülüyor. Gayrimenkul değerleme artık yalnızca bugünün ekonomik gerçeklerine değil, geleceğin risklerine ve fırsatlarına göre şekilleniyor.” sözleriyle özetledi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.