Medcem Çimento Grubu, Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sertifikasını “Gümüş” seviyeye yükseltti

Medcem Çimento Grubu, doğaya saygılı üretim anlayışıyla, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Grup, bu kapsamda beton ve tedarik zinciri süreçlerinde uyguladığı çevresel ve sosyal sorumluluk politikaları ile Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgesi’ndeki (CSC – Concrete Sustainability Council) bronz seviyesini gümüş seviyeye yükseltti.

Dünyada en çok kullanılan yapı malzemesi olan beton, aynı zamanda doğal kaynakların en yoğun kullanıldığı alanlardan birini oluşturuyor. Bu nedenle betonun sürdürülebilirliği, sadece sektörün değil, gezegenimizin geleceği açısından da büyük önem taşıyor. Bu anlayışla, küresel ölçekte beton ve çimento sektörlerinde sürdürülebilir üretimi teşvik etmek amacıyla, 2016 yılında Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) kurulmuştur.

CSC, Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi’nin (WBCSD) Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi (CSI) öncülüğünde hayata geçirilmiş; yönetim, çevre, ekonomi ve sosyal sorumluluk başlıklarında kriterler belirleyerek üreticileri sertifikalandıran uluslararası bir sistemdir.

Bağımsız Denetimle Belgelendirilen Sürdürülebilirlik
Medcem Çimento Grubu, 2021 yılında CSC sistemine dahil olarak bronz seviyede belgelendirilerek bu yolculuğa ilk adımını atmıştı. Grup, yetkilendirilmiş bağımsız kuruluşların gerçekleştirdiği kapsamlı denetimlerin ardından, 2025 yılı Temmuz ayında süreçlerini “gümüş” sertifika seviyesine taşıdı. Bu gelişme, grubun üretimin her aşamasında şeffaflık, çevresel sorumluluk, kaynakların verimli kullanımı ve iş sağlığı & güvenliğine verdiği önemin somut bir göstergesi olarak öne çıktı.

Uluslararası Kabul Gören Belgelendirme
Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi (CSC), beton sektörü ve tedarik zincirinde yer alan çimento ile agrega üreticileri için geliştirilmiş, dünya çapında kabul gören sektörel bir ürün belgelendirme sistemidir. ISO 26000, BRE (BES6001) ve VOBN (BetonBewust) gibi uluslararası standartlara dayalı bu sistem, üreticilerin hem çevresel hem sosyal sorumluluklarını kayıt altına alarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlıyor.