DOLAR 32,4047
EURO 34,8044
ALTIN 2433,263
BIST 9979,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    TOKİ’den Ev ve Şehir Seminerleri – 24 “Türkiye’de Korumanın Serüveni”

    TOKİ’den Ev ve Şehir Seminerleri – 24 “Türkiye’de Korumanın Serüveni”
    06.03.2018
    A+
    A-

    Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alidost Ertuğrul, İstanbul’un her dönem dinamik bir tamirat ve restorasyon eylemine sahne olduğunu belirterek, kentin yenilenme süreçlerini değerlendirdi. 

    TOKİ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen Ev ve Şehir Seminerleri’nin 24’üncüsü gerçekleştirildi. “Türkiye’de Korumanın Serüveni” konulu seminerde konuşan Yrd. Doç. Dr. Alidost Ertuğrul, İstanbul’un restorasyon tarihini Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri başlığı altında değerlendirdi. Fener, Balat, Üsküdar ve Sultanahmet gibi eski sokak dokusunun korunduğu yerlerden örnekler veren Ertuğrul, Soğukçeşme Sokağı, Üsküdar Selimiye Mahallesi, Zeyrek ve Süleymaniye’nin önceki ve sonraki hallerini kıyaslayarak, doku bütünlüğünü belli oranda yitirdiğinden bahsetti.

    Osmanlı’da korumayı öncelikli hale getiren yaklaşımları; dinsel değer yargıları, yapıların ecdat yadigârı olması ve kullanım değerleri şeklinde sıralayan Ertuğrul, “Osmanlı, idaresine geçen kiliseleri, yapıya zarar vermeden onarımdan geçirdikten sonra camiye çeviriyor. O dönemin dünyası, bir yapıyı ayakta tutarak kullanmayı önceliyor ve bunun için eklemeler ve çıkarmalar yapıyor” dedi.

    “TAMİRATLAR ANIT ESER DÜZEYİNDE”

    Osmanlı dönemi İstanbul’undaki tamiratların, bütüncül olmadığını, anıt eser düzeyinde kaldığını belirten Ertuğrul, “Bu dönemde anıt eserlere yakın evlerin, mahallelerin yıkılarak anıt meydanların yapılması koruma anlamında yeterli görülmüş” dedi. Devletin, eski yapılara zarar veren müdahalelere karşı önlemler aldığına da dikkat çeken Ertuğrul, sur duvarları üzerine inşa edilen evlerin, camilere bitişik yapılan yapıların fermanla yasaklandığını söyledi.  Ertuğrul, korumada Batı etkisinin görüldüğü 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise yabancı uzmanların restorasyon yaptığını anlattı.

    “İMAR ETMEK, YENİLEMEK BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”

    Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ekonomik nedenlerden dolayı eski eserleri korumanın öncelikler arasında olmadığını söyleyen Ertuğrul, yeni yapıların öncelendiğini ifade etti. İmar etme, yenileme bizim için önemli” diyen Ertuğrul, ilerleyen dönemlerde eski eserlerin etrafındaki yapıların yıkılması, yolların genişletilmesi ve yeni yolların açılması zihniyetiyle koruma yapıldığını belirterek, Unkapanı Plakçılar Çarşısı’nı buna örnek gösterdi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.