Yalıtımla faturalarda yüzde 50 tasarruf mümkün

TÜİK tarafından yayınlanan 2024 yılı “Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri” yaşam kalitesini düşüren pek çok sorunun yalıtımsızlıktan kaynaklandığını gösteriyor. TÜİK verilerine göre; Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 30,2’sinin konutunda yalıtım olmadığı için ısınma sorunu yaşadığını ortaya koyarken yüzde 31,3’ünün sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemler ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Kara kış gelmeden önce binalara yalıtım yaptırmanın bir lüks değil gereklilik olduğunun TÜİK verilerinden de net bir şekilde anlaşıldığını dile getiren İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Yalıtım yapılmayan her bina enerji israfı nedeniyle hem bireysel bütçeleri hem de ülke ekonomisini zora sokuyor” dedi.
Enerji maliyetlerinin yüksekliği dikkate alındığında ısı yalıtımı yaptırmanın artık sadece konfor değil ekonomik bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Güneşli günler sürse de kış hızla yaklaşıyor. Hava sıcaklıkları düştükçe ısınmak için enerji harcamaları artıyor. Soğukla birlikte yükselen doğalgaz faturalarına karşı en güçlü çözüm ise binaları bir kalkan gibi saran yalıtımdan geçiyor. Mevsimsel koşullar dikkate alındığında yalıtım yaptırmak için en elverişli dönemlerden geçiyoruz. Yalıtım uygulanan binalarda hem ısıtma hem de soğutma harcamaları yarı yarıya azalırken, yapıların kullanım ömrü de uzuyor. Ayrıca yalıtım, nemin yol açtığı küf, rutubet, mantar ve kötü koku gibi sorunların önüne geçerek sağlıklı ve konforlu yaşam alanları sağlıyor.”
Yalıtım doğalgaz faturalarını yarı yarıya düşürüyor
Yalıtımın binayı yazın sıcaktan, kışın soğuktan koruyarak hem faturalarda ciddi tasarruf sağladığını hem de enerji tüketimini azaltarak çevrenin korunmasına katkıda bulunduğunu belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Ne yazık ki enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Toplam enerjimizin yaklaşık yüzde 67,8’ini, doğalgazımızın ise yüzde 99’unu ithalat yoluyla karşılıyoruz. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için 70 milyar dolara yakın ödeme yapıldı. Üstelik kullanılan enerjinin yüzde 32,7’si binalarda tüketiliyor ve bunun yüzde 80’lik kısmı kışın ısınma, yazın soğutma için harcanıyor. Oysa doğru malzeme ve standartlara uygun uygulamalarla yapılan ısı yalıtımı, enerji harcamalarını yüzde 50 oranında düşürebiliyor” dedi.
Türkiye’de binaların yüzde 75’i yalıtımsız
“Isı yalıtımı olmayan binalarda ısı kaybı dış cephe, çatı ve pencere bölgelerinden yoğun şekilde gerçekleşirken bu durum gereksiz enerji tüketimi anlamına geliyor” diyen Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Ülkemizdeki binaların sadece yüzde 25’i yalıtımlı olduğundan enerji faturaları tüketicilere yük olmaya devam ediyor. Oysaki binalarımızı ısı yalıtımı ile daha az enerji tüketen yapıya kavuşturduğumuzda her yıl yaklaşık 12-15 milyar dolarlık bir tasarruf elde edebiliriz. Bu hem aile ekonomisi açısından hem de ülke ekonomisi açısından azımsanmayacak bir rakam.”
Merdiven altı ürünlere dikkat etmek gerekiyor
Piyasada çok sayıda yalıtım malzemesi bulunduğunu ancak önemli olanın doğru malzemeyi seçebilmek olduğunu söyleyen Eruslu, “Tüketicilerin yalıtım malzemesi seçerken mutlaka yalıtım malzemelerinin üzerindeki etiketlerde CE işareti olup olmadığına bakması gerekiyor. Ülkemizde her sektörde olduğu gibi yalıtım sektöründe de mevcut olan haksız rekabet koşulları dolayısıyla merdiven altı üretilen kalitesiz ancak ucuz ürünler tüketiciyi yanıltıyor ve yaptırdıkları yalıtım uygulamalarından verim almalarını engelliyor. Yalıtım uygulamalarında doğru malzeme seçimi kadar bir diğer önemli gereklilik de işin ehli firmalar tarafından doğru şekilde uygulanması” dedi.
Yalıtımdan daha yüksek performans alabilmek için yalıtım kalınlığının da büyük önem taşıdığının altını çizen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği de aynı oranda artar. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada iki kat tasarruf sağlanır. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyet, uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Bu nedenle enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmak gerekiyor. Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 8-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yaptırmak, ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camları kullanmak verimi artırıyor” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.