DOLAR 32,5579
EURO 34,8237
ALTIN 2432,396
BIST 9722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Sınır dışı fikirlerin tasarımcısı Şafak Çak

    Sınır dışı fikirlerin tasarımcısı  Şafak Çak

    Jennifer Lopez, Paris Hilton gibi dünyaca ünlü isimlerle çalışan başarılı tasarımcı Şafak Çak; yeni bitirdiği Yeniköy’deki evinin kapılarını ilk kez MAG Okurları için açtı… Muhteşem İstanbul manzarasına sahip olan evinin bahçesinde flamingodan tavus kuşuna birçok hayvan besleyen Şafak Çak ile soğuk bir günde sıcacık bir röportaj gerçekleştirdik…

    Tasarıma her zaman ilginiz var mıydı? Bu alanda bu kadar ilerleyeceğinizi, uluslararası başarılara imza atacağınızı tahmin edebilir miydiniz?

    Tabii ki tahmin edemezdim ama 5 yaşındayken çok iyi lego yaptığımı hatırlıyorum. Farklı parçaları bir araya getirme yeteneğimi sanıyorum ki ailem çok iyi kavramış o dönem. Zaman içerisinde benim tasarımcı olmama ve şirketimin dünyaya açılmasına kadar geçen sürecin başlangıç noktası legodur. Hep söylerim bunu.

    Tasarımcı olmasaydım kesinlikle şu işle uğraşırdım dediğiniz bir meslek var mı?

    Tasarımcı olurdum yine ama moda tasarımcısı olurdum. Mobilya ya da mekan tasarımı yerine kıyafet tasarlamayı  isteyebilirdim. Hala içimde bir ukdedir bu. Şu an bile “Ağaçlardan elbiseler yapsam mı acaba?” diye düşünmüyor değilim.

     Sosyal sorumluluk ve gönüllü projelerde sıkça yer alıyorsunuz. Biraz bunlardan bahseder misiniz?

    Vakit oldukça senede 35 veya 40 defa üniversite öğrencilerine konferans veriyorum. Bunu da tabii ki ücretsiz yapıyorum. Kendi kariyer gelişimimi, neyin ne olduğunu, yurt dışı işlerinin nasıl geldiğini ve devam ettiğini anlatıyorum. Bunu da onların yoluna bir ışık yakabilmek adına yapıyorum.

    Yurt dışında okumak ve çalışmak, kariyerinizi nasıl yönlendirdi, etkiledi sizce?

    Yurt dışında okumak herkese fayda sağlayacak bir şey. Ben çocuklara hep şunu anlatıyorum; lütfen küçük bir bütçeniz dahi olsa ilk etapta hiçbir yere gidemezseniz bile Yunanistan’a veya Bulgaristan’a gidin. Yurt dışı görün çünkü bu, hakikaten insana vizyon katan bir şey. Herkese verebileceğim yegane tavsiye; yurt dışına gidilmesi.

    Tasarımlarınızı yaparken en çok dikkat ettiğiniz şey nedir?

    Bir kere danışanı gerçekten çok iyi dinlemek lazım. Herkesin hayali pembe panjurlu evle başlıyor özellikle de kadınlarda; fakat sonraki süreç tabii ki öyle gelişmiyor. O yüzden, müşteriyi çok iyi dinleyip ana noktaları, renkleri ve şekilleri algılayıp, süzüp kendi yeteneğinizle birleştiriyorsunuz. Sonuç olarak, benim için en önemli şey; danışanımdan aldığım izlenim. Ben insanların hayallerini gerçekleştirmeye çalışan bir adamım. Biri altın varaklı severken öteki aşırı derecede düz, minimalist mobilyalar istiyor. İşte bunu dinleyip uygulayabiliyorsanız başarıyı yakalayabiliyorsunuz.

    Tasarladığınız evlerin en dikkat çekici özelliği nedir?

    İmza dokunuşunuz var mı?

    Tarz olarak bir imzam olduğunu söyleyemem fakat farklı materyalleri bir araya getiren ender tasarımcılardan biri olduğumu söyleyebilirim. “Bu absürt şeyi ancak Şafak Çak yapar.” diyen müşterilerim var.

    Yaptığınız bazı tasarımlarda İstanbul Boğazı’nı ve Kabe’yi tüm evin içine yansıtma fikri nereden geldi?

    Aslında bu 15 sene önceydi. Tabii internet bu kadar hızlı değildi ve biz uydu aracılığıyla televizyonlarda canlı olarak Kabe’yi gösteriyorduk. O zamanlar çok ilginçti. Örneğin, Boğaz’da oturmayan insanların evlerinin çatılarına kameralar koyuyorduk, çok yükseklere. Yine televizyonu açtığında Boğaz’ı görsün canlı olarak diye. Tabii o zaman ütopik geliyordu ama şu an aslında herkes cep telefonundan bile canlı olarak bunları izleyebiliyor.

    Bugüne kadarki en marjinal tasarımınızı kimin için yaptınız?

    Jennifer Lopez’in Las Vegas’daki şovu için beş metre büyüklüğünde ayna kaplı Türk hilali yapmıştım. Bana göre en marjinali oydu.

     

    Bundan sonra Şafak Çak’ı nerelerde, hangi projelerde göreceğiz?

    Jennifer Lopez ile altı senedir çalışıyoruz. 2020’de bir dünya turnesi planlıyorlar. Sanıyorum ki dünya turnesi için yine değişik tasarımlar yapacağım. İki sene içerisindeki en iddialı projemizi sorarsanız kesinlikle bu dünya turu projesini söyleyebilirim.

    Peki bu süreç nasıl gelişti? Nasıl bir iletişiminiz oldu?

    Önce Paris Hilton’la başladı. Daha sonra Jennifer Lopez ve Sting geldi. 2012 senesiydi. Miami’deki bir konserinin “after party”sinde tanıştık. O zamanki dünya turnesi için gül şeklinde bir taht istemişti. Daha sonrasında kendi eviyle devam etti bu süreç.

    Türkiye’de çalıştığınız ünlü isimler var mı peki?

    Türkiye’de sadece Ajda Pekkan ile çalıştım. Açık hava sahnesi için bir proje yapmıştık. Onun dışında Türkiye’den şimdilik hiçbir isimle çalışmadık.

    Röportaj: Dilara Ertürk

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.