DOLAR 40,8933
EURO 47,8284
ALTIN 4388,018
BIST 10841,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Deprem felaketlerinden aldığımız derslerle geleceğimizi güvenle inşa edebiliriz

    Deprem felaketlerinden aldığımız derslerle geleceğimizi güvenle inşa edebiliriz
    15.08.2025
    A+
    A-

    17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümünde açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yapı güvenliğinin yaşamsal bir zorunluluk olduğuna dikkat çekerek “Özellikle 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş yapıların büyük bölümünün güncel yönetmeliklere uygun olmadığı, bu nedenle risk taşıdığı bilinmektedir. Bu yapı stokunun sistematik bir programla dönüştürülmesi, ertelenemez bir zorunluluk olarak önümüze çıkmaktadır.” dedi.

    Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 1988 yılından bu yana çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin 26. yıl dönümünde bir kez daha bu acı gerçeği hatırlattı. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin toplumumuzun hafızasına kazındığını ifade eden Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Toplumlar, büyük felaketleri yalnızca takvimlerdeki yıl dönümleriyle değil, hafızalarında taşıdıkları izlerle hatırlar. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, üzerinden çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen ülkemizin toplumsal hafızasında hâlâ derin bir yer tutmaktadır. Bu hafıza felaketlerden ders çıkarıp benzer acıların tekrarlanmaması için önemlidir. Deprem sonrası oluşan toplumsal bilinç, kalıcı politikalarla desteklenmediğinde anma törenleriyle sınırlı kalmakta ve zamanla etkisini yitirmektedir. Afetlere karşı dirençli bir toplum için bu ortak hafızayı bilimle destekleyerek etkili yönetime ve kararlı adımlara dönüştürmek gerekir.” dedi.

    Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yapı güvenliğinin yaşamsal bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken THBB Başkanı Yavuz Işık, “Riskli yapı stokunun azaltılması, mühendislik esaslarına uygun yapı üretimi, denetim sistemlerinin etkinleştirilmesi ve yapı malzemesi kalitesinin garanti altına alınması konularında önemli ilerlemeler kaydedildi ama hâlen atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremler, 1999’dan bu yana atılan adımların bazı alanlarda yetersiz kaldığını somut bir şekilde ortaya koymuştur.” diye konuştu.

    Riskli yapılar gecikmeden dönüştürülmeli

    Depremlerde yıkılan yapılarla ilgili değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Depremin neden olduğu yıkımların çok büyük bir kısmının, mühendislik ve denetim hizmeti almamış, uygun olmayan malzeme ile inşa edilmiş ve uygulama hataları içeren yapılarda meydana geldiği, bilimsel raporlarla defalarca ortaya konmuştur. Özellikle 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş yapıların büyük bölümünün güncel yönetmeliklere uygun olmadığı, bu nedenle risk taşıdığı bilinmektedir. Bu yapı stokunun sistematik bir programla dönüştürülmesi, ertelenemez bir zorunluluk olarak önümüze çıkmaktadır.” şeklinde konuştu.

    Deprem güvenliği, tüm süreçlerde bilimsel yaklaşımı zorunlu kılar

    Deprem güvenliğini yalnızca eski binalar üzerinden tartışmanın yeterli olmadığını ifade eden THBB Başkanı Yavuz Işık, “Tasarımdan üretime, uygulamadan de netime kadar tüm süreçlerin bilimsel, şeffaf ve denetlenebilir bir çerçevede yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bunun için kamu kurumları, özel sektör, akademi ve meslek odalarının eş güdüm içinde çalışması ve tüm paydaşların ortak sorumluluk bilinciyle hareket etmesi elzemdir.” dedi.

    Betonun kalitesi kadar uygulama da hayati önem taşıyor

    Beton teknolojisi konusunda değerlendirmelerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Türkiye, yüksek dayanım sınıflarına ulaşabilen ve yapıdaki çevresel etkilere dayanıklı uzun ömürlü betonların üretimi konusunda ciddi bir bilgi ve deneyime sahiptir. Hazır betonun doğru üretilmesi kadar, şantiyede doğru uygulanması, kürleme işlemlerinin eksiksiz yapılması ve denetim mekanizmalarının düzgün işlemesi de yapının ömrü ve güvenliği açısından vazgeçilmezdir.” diye konuştu.

    THBB, 1988’den bu yana güvenli yapılar için çalışıyor

    Türkiye Hazır Beton Birliğinin 1988 yılından bu yana ülkemizin kaliteli, güvenli ve sürdürülebilir betonlar ile üretilmiş depreme dayanıklı yapılarla donatılması amacıyla faaliyet gösterdiğini vurgulayan Yavuz Işık, “Birliğimiz, deprem raporları, kalite deklarasyonları, eğitimler, seminerler, deney ve AR-GE hizmetlerinin yanı sıra bina deprem analizi raporu veren yapı malzemeleri laboratuvarıyla hazır betonun üretiminden uygulamasına kadar her aşamada sektöre rehberlik eden kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Hazır beton sektöründe bir öz denetim ve belgelendirme mekanizması olarak 90’lı yıllarda başlattığımız Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton üretiminde kaliteyi zorunluluk hâline getirdik. Bugün gelinen noktada, KGS Belgesi’ne sahip üreticiler sektörün kalite çıtasını yukarıya taşımaktadır. THBB olarak bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

    Güvenli bir yapılaşma kültürünü hep birlikte inşa etmeliyiz

    Güvenli yapılaşmaya dikkat çeken THBB Başkanı Yavuz Işık, “17 Ağustos Marmara Depremi’nin 26. yılında, sadece kayıplarımızı anmakla kalmamalı; geçmişten ders çıkararak daha dirençli, daha güvenli bir yapılaşma kültürünü hep birlikte inşa etmeliyiz. Bu sorumluluk yalnızca belli kurumların değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak görevidir. Gelecekteki depremlerin zamanını, yerini ve büyüklüğünü tam olarak bilemeyiz, ancak depremlere hazırlıklı olmak bizim elimizdedir.” dedi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.