İstanbul ticari gayrimenkul sektöründe neler oluyor?

İstanbul ticari gayrimenkul sektörü, 2025 yılının ilk yarısını hareketli ve kritik başlıklarla geride bırakırken, yılın geri kalanına yönelik beklentiler şekilleniyor. Amerika Birleşik Devletleri merkezli dünyanın en büyük gayrimenkul hizmetleri firması CBRE Türkiye Direktörü Can Kadir Yalnızcan, sektörde ofis stoku, yatırım trendleri, enerji verimliliği ve yeşil bina yatırımları gibi başlıklarda mevcut tabloyu ve yılın ikinci yarısına ilişkin öng? ?rülerini paylaştı. Yalnızcan, özellikle yüksek faiz ve krediye erişim zorlukları nedeniyle piyasada alıcıların güçlü olduğu bir dönemin yaşandığına dikkat çekti.
İstanbul’da 8.1 Milyon m² Ofis Stoku: Yüzde 62’si Avrupa, Yüzde 38’i Anadolu Yakasında
Yalnızcan’ın verdiği bilgiye göre, İstanbul’daki toplam ofis stoku 8.1 milyon metrekareyi aşmış durumda. Bu stoğun yüzde 62’si Avrupa Yakası’nda, yüzde 38’i ise Anadolu Yakası’nda bulunuyor. Ofis kiralama pazarında yeni yatırımların durması ve mevcut stokun daralması, kiralama süreçlerini daha zorlu hale getirirken, 2025’te kira yenilemelerinin ağırlıkta olacağı bir dönem yaşanması bekleniyor.
Yüksek Faiz, Satışa Çıkan Mülk Sayısını Artırıyor
2025 yılının ticari gayrimenkul açısından “alıcı yılı” olacağını vurgulayan Yalnızcan, yüksek faiz oranları ve krediye e rişim zorluklarının birçok firmanın mülklerini satışa çıkarmasına neden olduğunu söyledi. Özellikle yüksek hacimli işlemlerde iskontoların artmasını öngören Yalnızcan, toplam işlem hacmi ve adetleri açısından ise zorlu bir yıl beklediklerini belirtti.
Türkiye’de 650’den Fazla Yeşil Bina Var, 1200 Proje Yolda
Türkiye’de şu anda farklı standartlara göre sertifikalandırılmış 650’nin üzerinde yeşil bina bulunduğunu aktaran Yalnızcan, yapımı devam eden projelerle bu sayının 1200’e yaklaşacağını açıkladı. Özellikle karbon sıfır taahhütleri bulunan yerli ve yabancı firmaların, tercih edecekleri ofis binalarında yeşil bina sertifikasını şart koştuğunu dile getirdi.
Kentsel Dönüşümde Yeşil Bina Hızı Yetersiz
Yeşil bina yatırımlarının kentsel dönüşüm projelerinde yeterince hızlı ilerlemediğine dikkat çeken Yalnızcan, bunun en önemli nedeninin maliyet artışları olduğunu söyledi. Özellikle konut projelerinde yeşil bina uygulamalarının maliyet baskısı nedeniyle tercih edilmediğini vurgulayan Yalnızcan, enerji maliyetlerinin yönetimi açısından bu yapıların değerinin önümüzdeki dönemde daha net anlaşılacağını kaydetti.
Enerji Verimliliği Üretim Tesislerinde Yüzde 12’ye Kadar Çıkıyor
Enerji verimliliği yatırımları hakkında da bilgi veren Yalnızcan, üretim tesislerinde bu oranın yüzde 8 ila 12 arasında değiştiğini, ofis binalarında ise daha düşük seviyelerde gerçekleşmesine rağmen yükselen işletme giderleri sebebiyle her yüzde 1’lik tasarrufun önemli ekonomik karşılık oluşturduğunu belirtti.
Dijitalleşme Yatırımı Yapmayan Binalar Rekabette Geri Kalacak
Ticari gayrimenkullerde dijitalleşme yatırımlarının artık zorunlu hale geldiğini ifade eden Yalnızcan, dijital altyapıya yatırım yapmayan binaların önümüzdeki 5 ila 10 yıl içerisinde dezavantajlı duruma düşeceğini belirtti. Yalnızcan, dijitalleşmenin yalnızca yatırım yapmakla değil, doğru ve verimli kullanımla anlam kazandığını vurguladı.
Tesis Yönetiminde Dış Kaynaklı Entegre Hizmetler Öne Çıkıyor
Son yıllarda işveren firmaların kendi ana işlerine odaklanıp, uzman tesis yönetim şirketlerinden entegre hizmet alma eğiliminin hızla arttığını belirten Yalnızcan, bu yaklaşımın hem verimlilik hem de maliyet avantajı sağladığını ifade etti.
Yeşil, Dijital ve Verimli Olmayan Yapılar Risk Altında
2025 yılı itibarıyla ticari gayrimenkul sektöründe yatırım ve satış kararlarının yüksek faiz, dijital altyapı yatırımları ve sürdürülebilirlik kriterleriyle şekilleneceğini söyleyen Yalnızcan, özellikle karbon sıfır taahhütleri bulunan kurumlar için yeşil bina sertifikalarının vazgeçilmez haline geldiğini kaydetti. Yalnızcan, sektörün bu dönüşüme hızla adapte olması gerektiğini de sözlerine ekledi.